St. Maarten
Philipsburg: Sint Maarten’in başkenti ve ticari merkezi. Büyük Körfez(Great Bay) ve Büyük Tuz Gölü (Great Salt Pond) arasına kurulmuş. Kalabalıktan, hareketten ve eğlenceden hoşlanmıyor, sakin bir tatil hayal ediyorsanız buraya gelmeyin. 18. yüzyılda şehri kuran denizci John Philips’in adı verilmiş şehre. O günlerden iki kale ulaşmış bugüne Fort Amsterdam ve Fort Willem. Küçük ama çok şık bir hediye paketi içinde bir dekoru andırıyor tüm şehir. Yürüyerek gezmeniz mümkün, üsteli kaybolma riskiniz de yok. Tarihi hatırlatan pek çok binayı özenle korumuşlar. Bunlardan biri Watney Meydanı’ndaki hükümet binası. Şehrin babası John Philips yaptırmış ve zaman içinde itfaiye binası, hapishane ve postane gibi farklı işlevlerde kullanılmış.
Philipsburg’un merkezinde doya doya alışveriş yapabileceğiniz bir yer Front Street. Mücevherden elektroniğe çok farklı zevklere hitap eden ürünler satılıyor. Eğer limana bir yolcu gemisi yanaşmışsa caddede adım atma zorluğu çekiyorsunuz. Mola vermek isteyenler için kafe ve restoranlar da unutulmamış.Turistler soluklanmalarını genellikle şehrin simgelerinden biri haline gelen kavşak tabelasının önünde resim çektirerek yapıyorlar. İşte tam da bu tabelaların yanında ilginç bir bina var; Guavaberry. Eskiden valinin eviymiş, günümüzde adaya özgü bir meyveden (guavaberry) yapılan birçok ürünün satıldığı bir yere dönüşmüş. Likörleri tadabiliyorsunuz. Tüm şehirde fiyatların piyasadan %50’ye varan oranda daha düşük olduğu yüzü aşkın duty free mağaza var. St. Maarten’de pazarlık yapma şansınızın olduğunu unutmayın ama buradaki pazarlık doğu ülkelerinde olduğu gibi kıran kırana değil. Daha zarif bir üslupla yapılıyor. Dışarıdan bakıldığında bir dost sohbeti izlenimi yaratıyor. Zaten küçücük bir şehir ne kadar arka sokağı olabilir diye düşünmeyin. Ana caddeleri birbirine bağlayan dar ve kısa yollara dalın. Büyük marka mağazalarda satılmayan özgün objeler bulma şansını yakalayın.
Orient Bay’in yakınlarında dünyada çok az kişinin yaşadığı bir deneyimi anılarınıza eklemeye hazır olun. Kendiniz gezebilirsiniz elbette ama daha fazla bilgi almak isterseniz bir rehberden yardım almanız da mümkün. Harika bir tabiatın içinde rengarenk kelebeklerin çizdiği manzaraların hangi birini fotoğraflayacağını şaşırıyor insan. Kulağımıza fısıldanan küçük bir sırrı paylaşalım; eğer kelebeklerin üzerinize konmasını istiyorsanız açık renkli kıyafetler giyin. Onlara zarar vermeden ellemenin yollarını rehberinizden öğrenebilirsiniz (www.thebutterflyfarm.com).
Sint Martin Karayipler'deki en büyük hayvanat bahçesine sahip. Çeşitli etkinliklere de ev sahipliği yapan park ayırdığınız vaktin hakkını veriyor (www.stmaartenzoo.com)
St. Maarten’de 10’dan fazla kumarhane var. En ünlülerinden biri Casino Royale. Küçük bir kaçamak yapmak isteyenler için bire bir. Şans oyunlarından hoşlanmıyorsanız bile dekorasyonunu, gelen son derece şık insanları görmek ve atmosferi soluklamak bile değişik bir deneyim oluyor.
Nerede yenir?
St. Martin
→ La Villa Restaurant: (www.lavillasxm.com)
→ L’Auberge Gourmande: (www.laubergegourmande.com)
St. Maarten
→ Crave: (http://cravesxm.com)
→ Panlaan Thai on the Bay: (www.panlaansxm.com)
Nerede Kalınır?
St. Martin
→ Le Petit: (www.lepetithotel.com)
→ Le Balcons d’Oyster Pond: (www.lesbalcons.com)
St. Maarten
→ Azure Hotel: (www.azuresxm.com)
→Turquoise Shell Inn: (www.tshellinn.com)