1. LEXUS'U KEŞFET
  2. Lexus Life Style
  3. Mauritius Gezilecek Yerler & Seyahat Rehberi
Ne aramıştınız?
Lifestyle

Mauritius Gezilecek Yerler & Seyahat Rehberi

Mauritius, farklı din ve kültürlerden insanların bir arada yaşadığı bir ülke. Camiler, kiliseler, tapınaklar, hepsi iç içe.

Bu yazıda benimle dünyanın en güzel balayı adalarından birini, Mauritius’u keşfetmeye ne dersiniz? Sığ kayalıklar, palmiyeler, Hindistan cevizi ağaçları ve şeker kamışı tarlaları ile çevrili Mauritius, Afrika’nın güneydoğusunda bulunan bir ada ülkesi. Hint Okyanusu’nda, Madagaskar’ın yakınında yer alıyor. Başkenti karmaşanın ve kalabalığın hakim olduğu bir liman şehri olan Port Louis. Ülkedeki lüks otellerin bulunduğu kısımlardan oldukça farklı. Burası adeta Mauritius’ın makyajsız, hakiki yüzü…
Mauritius, kültürel zenginliği, doğal güzellikleri, bembeyaz kumsalları, mercan resifleri ve pırıl pırıl turkuaz denizi ile turistlerin her daim ilgisini çeken rotalardan biri ve bence kesinlikle görülmesi gereken yerler listesinde üst sıralarda olmalı. Rivayete göre Mark Twain, Tanrı’nın önce Mauritius’ı yarattığını, onun güzelliğinden esinlenerek cenneti yarattığını ifade etmiş. Bu haftaki rotamız, denilenin hakkını fazlasıyla veriyor... 
Mauritius, farklı din ve kültürlerden insanların bir arada yaşadığı bir ülke. Camiler, kiliseler, tapınaklar, hepsi iç içe. Adaya ilk adımınızı attığınız anda Hindistan’a geldiğinizi; müziğini dinlediğinizde ya da danslarından bazılarını izlediğinizde, Afrika’nın tam ortasına düştüğünüzü; şık otellerinin mutfağında leziz yemekleri tadarken ise bir Fransız restoranında olduğunuzu sanmanız büyük olasılık. Bana göre, Mauritius’u asıl çekici kılan da bu kültürel çeşitliliği. 
Burası büyük bir ülke değil, bir ucundan diğerine iki saatte ulaşmanız mümkün. Bununla birlikte diğer egzotik adalardan farklı olarak pek çok ilginç yere, göz kamaştıran doğa harikasına, şelaleye ve dünyanın en güzel sahillerinden bazılarına ev sahipliği yapıyor.

Mauritius’ı ilk keşfedenler, Arap tüccarlar. Sonrasında adaya Portekizli denizciler ayak basmış. Henüz adada yerleşim yokken, bu bakir topraklara gelen Portekizliler, adaya Cerne adını vermiş. Yüzyılın sonlarında, 1598 yılında Hollandalıların ayak basmasıyla ada, Felemenk Cumhuriyeti’ne geçmiş ve adı da prensleri Maurice Van Nassau’dan dolayı Mauritius olarak değişmiş. Sonrasında ada, bir süre Fransız sömürgesi olmuş, ardından Birleşik Krallık’ın hakimiyetine geçmiş. Köleliğin kaldırılması ve ülkeye dışarıdan işçi getirilmeye başlanması ile birlikte Mauritius, Hint kültürüyle tanışmış. 12 Mart 1968’de bağımsızlığını kazanan ülke, 1992’den beri cumhuriyet ile yönetiliyor. Dünya üzerinde, ordusu bulunmayan ender ülkelerden biri. Çünkü onlar barış içinde yaşıyor. Pek çok ülkeye örnek olması gereken bir dayanışma içindeler. Kardeşçe aynı topraklar üzerinde barınıyorlar.

 
Gezelim Görelim

Fransız kolonilerinin eserlerini görmek için başkent Port Louis; doğa yürüyüşlerine meraklıysanız ve yeşil alanlarla dolu keyifli bir gün geçirmek istiyorsanız, 7 Cascades (Yedi Şelale); sualtı dünyasının renkli kapısını biraz aralamak istiyorsanız 200’den fazla balık türüne ve deniz canlısına ev sahipliği yapan Mauritius Akvaryumu uğramanız gereken duraklar.

Hintlilerce kutsal sayılan Grand Bassin Gölü, ziyaret etmeniz gereken bir diğer önemli nokta. Deniz seviyesinden yaklaşık 550 metre yükseklikte bulunan bu krater gölüne, hacı olmak isteyenler çıplak ayakla yürüyerek geliyorlar. Tapınağın giriş yolunun üzerinde bir Hint tanrısı olan Şiva’ya ait heykel yer alıyor. 30 metrelik ihtişamıyla, ülkenin en büyük heykeli olarak biliniyor. 
İri gövdeli ağaçları ve Victoria Amazonica olarak bilinen devasa nilüferleri fotoğraflamak için dünyanın en eski bahçelerinden birine, Sir Seewoosagur Ramgoolam Botanik Bahçesi’ne (yaygın adıyla Pamplemousses) uğramalısınız. Ünlü botanikçi Pierre Poivre tarafından kurulmuş. Bahçe tam anlamıyla bir güzellik ve huzur kaynağı. 
Mauritius’ın size sunacağı sürprizler bu kadarla sınırlı değil. Adada asırlık kaplumbağalar ile tanışabilir; 60 yılda bir çiçek açıp, hemen ardından ölen Tallipot Palmiyesi’ni de görebilirsiniz. 
Özellikle ziyaret etmenizi istediğim yerlerden birisi, Chamarel Köyü ve buradaki Yedi Renkli Dünya adıyla bilinen büyüleyici volkanik oluşum. Kırmızı, kahverengi, yeşil, mavi, sarı, menekşe ve mor tonlarıyla bilinen dünyanın tek yedi renkli toprağı, her türlü iklim koşulunun, fırtınanın hatta sağanak yağışların bile renklerini değiştiremediği olağanüstü güzellikte bir yer. Bölge koruma altına alınmış durumda. Bu sebeple, sadece hediyelik eşya dükkanlarında satılan toprak örneklerinden almanız mümkün.

 
Konaklama

Mauritius’da konaklamanız için size iki güzel önerim var. Dünyanın önde gelen otel zincirlerinden Constance Hotels and Resorts’un sadece Mauritius’ta değil, Seyşeller, Maldivler ve Madagaskar’da da otelleri bulunuyor. Guruba ait Le Prince Maurice Hotel, çarpıcı bir mimari tasarıma sahip. 64 adet süit odası, 12 aile süiti ve villaları ile Mauritius’ın en nezih otellerinden biri. ‘Sonsuzluk Havuzu’ oldukça etkileyici. Otele özellik katan unsurlardan bir diğeri ise, golf severler için düşünülmüş iki adet 18 çukurlu golf sahasına sahip olması.

Otelde her şey incelikle düşünülmüş. Odalar, Feng Shui ilkelerinden esinlenilerek mükemmel bir uyumla dekore edilmiş. Yataklar, zeminden epeyce yüksekte. Archipel Restaurant’ın sütunları bile enerjiyi merkezde toplamak amacıyla ona göre yerleştirilmiş. Burada, sahile ya da sonsuzluk havuzuna bakan, son derece zevkli hazırlanmış sofralardan birinde veya salların üzerinde yer alan diğer restoranda akşam yemeğinizi alın derim.
Belle Mare Plage, güneşin üzerinde ışıldadığı bembeyaz sahillerin ve masmavi okyanusun ortasında konumlanmış ikinci konforlu konaklama seçeneği. 92 nezih odası, 137 süiti, 6 lüks süiti ve villaları ile ayrıcalıklı bir tatil geçirmenizi sağlayacak. Ülkenin doğu sahilinin tüm güzelliğini gözler önüne seren 2 kilometrelik bir kumsalda uzanan otelde, her biri birbirinden davetkar 7 restoran ve 5 bar bulunuyor. Blue Penny Café, deneyimli şef Frederic Goisset’in hazırladığı yerel lezzetleri tadabileceğiniz bir yer.

Ulaşım

Mauritius’a Dubai üzerinden aktarmalı uçak yolculuğu ile ulaşmanız mümkün. Üstelik Emirates A 380’ler ile uçuyor. Türk Hava Yolları ile İstanbul’dan 9 saat 45 dakikalık bir uçak yolculuğu sonrası bu güzel ülkeye varabilirsiniz.

 
Yapmadan dönmeyin

Mauritius, tatilinizin her gününü hiç sıkılmadan, keyifle geçirmenizi sağlayacak pek çok sosyal aktivite imkanı sunuyor. Size önerim, her gün Hint Okyanusu’nda yüzün. Tüplü ya da şnorkelle dalışı deneyin, zira bu Mauritius’ın olmazsa olmaz aktivitesi. Bir öğleden sonranızı muhakkak deniz canlılarının yaşamına tanıklık etmek için sualtı yürüyüşüne ayırın. Halka açık şeker kamışı tarlalarında dolaşın. Geceleri kumsalda yakılan ateş etrafında yapılan Sega* dansını izleyin, hatta eşlik edin. Turkuaz adaların vazgeçilmez içeceği rom, tıpkı Karayipler’de olduğu gibi burada da revaçta. Mauritius’a kadar gelmişken adadaki rom fabrikasını gezin ve aromalı romları (özellikle vanilyalı, kakaolu ve baharatlı olanlarını) deneyin. Son olarak, bir gece otelinizde, akşam yemeği sonrasında Blue Mauritius’u tatmayı unutmayın… Mauritius’da, yeşil ile mavinin buluştuğu topraklarda, unutulmaz bir tatil geçireceğiniz kesin...

 
*Sega Dansı

Sega, Mauritius’a özgü bir dans. Son derece neşeli bir ritmi var. Kadın erkek birlikte icra ediliyor. Dans esnasında oldukça eğlendikleri aşikar. Vücutlarının üst kısmı mümkün olduğunca sabit kalıyor, altı ise müzikle hareket buluyor. Kadınlar, renk renk çiçek desenli, fırfırlı etekler ile aynı desenden yapılmış büstiyerleri giyerken, erkekler de yine aynı kumaştan şort ya da gömlekler ile dansa katılıyor. Keyifli dakikalar geçirebileceğiniz, adadaki eşsiz deneyimlerden biri.

 
Uzun yaşamın sırrı Mauritius’ta...

Adalılar sanırım uzun yaşamanın formülünü bulmuş! Zira ülkede ortalama ömür 74 yıl. Ilık ve temiz havanın, turkuaz bir cennette yaşıyor olmanın etkili olduğu bir gerçek. Ancak asıl önemlisi, burası barışçıl topraklar.

 
Mauritius Mutfağı

Mauritius, Hint Okyanusu’nun diğer tropik adaları gibi pek çok kültürden etkilenmiş bir mutfağa sahip. Yemeklerinde Hint, Afrika, Çin ve Fransız mutfağının esintileri mevcut. Baharat yaygın olarak kullanılıyor. Balık ve deniz ürünleri ön planda ama et yemekleri de oldukça leziz. Ahtapot, kılıçbalığı bifteği, domates içeren rougaille, palmiye kalbi salatası ve camaron adı verilen acı sosla servis edilen ıstakozu tadılması gereken lezzetleri. Biryan pilavının Mauritius versiyonunu da denemenizi öneririm. Afrika’ya özgü şekerlemeler, turistler arasında bile oldukça popüler. Hindistan cevizinin bol bulunduğu ülkede, ‘Hindistan cevizi suyu’ da bolca tüketiliyor. Maalesef restoranların iyileri otelde ama eğlence için OMG, Star Dance, Banana Coffee ve Insımnia’yı deneyebilirsiniz.

 
Ne zaman gidilmeli?

Tropikal iklimin hüküm sürdüğü bu ılık topraklara, Kasım-Nisan ayları haricinde gitmenizi öneririm. Çünkü bu aylarda, ülke bol yağış alıyor. Ayrıca siklon adı verilen şiddetli kasırgalara da denk gelebileceğiniz bir dönem. Mayıs-Ekim ayları arası tercih edilmeli. Sıcaklık da rahatsızlık vermeyecek derecede olacaktır. Ülkede yıllık ortalama sıcaklık, 24 derece civarında. Kıyıdan uzaklaşıp iç kesimlere vardığınızda ise, ısının bir anda 19 dereceye kadar düştüğüne tanık olabilirsiniz.

 
Dodo Kuşu’nun hikayesi

Dodo, Mauritius’ın en önemli ulusal simgelerinden. Bir dönem, dünya üzerinde sadece Mauritius’ta yaşamış, yaklaşık bir metre boyunda ve 20-25 kilogram ağırlığında tombul bir kuş. Ona adını verenler, bir dönem buraya yerleşmiş olan Hollandalılar. Dodo, aslında “aptal” anlamına geliyor. Peki, neden bu şekilde adlandırılmış? Çünkü uçamayan, kaçamayan, iri cüssesi ile olduğu yerde pinekleyen bu kuş, sürekli av oluyormuş. Zaten bu özelliği, 175 yıl gibi kısa bir sürede neslinin tükenmesine de yol açmış. Günümüzde onu sadece fotoğraflarda veya çizilmiş resimlerinde görmek mümkün. Dodo’nun gerçek iskeletini görmek istiyorsanız, yolunuzu ülkenin en eski müzesi olan ‘’Ulusal Tarih Müzesi’’ne düşürün derim.

 
Ekonomisi

Ülke ekonomisinin temel taşı turizm. Tarım ve tekstil, onu izliyor. Mauritius, şeker üretimi açısından dünyada başı çeken ülkelerden biri. Şeker ihracatı, ülkenin en önemli ekonomik geçim kaynaklarından.

 
Unutmayın

Mauritius’ta musluktan su içmemeye ve yediğiniz meyveleri iyice yıkamaya özen gösterin. Tropik bir adada olduğunuzu aklınızdan çıkarmayın. Sinek/böcek sokmalarına karşı ilaç, güneşten korunmak için yüksek faktörlü koruyucu krem ya da sprey, güneş yanıkları için de merhem bulundurmayı ihmal etmeyin. Güneş gözlüğü, şapka ve elbette fotoğraf makinenizi de yanınıza almayı unutmayın. 
Tropikal iklime ve deniz tatiline uygun kıyafetler ve rahat ayakkabılar tercih edin. Hava sıcaklığını ve günlük aktivitelerinizin şeklini göz önünde bulundurmanızı, yok yere fazla eşya taşımamanızı öneririm. 
Adadan ayrılırken yanınıza mercan ya da deniz kabuğu kesinlikle almayın! Bir parça beyaz kum taşımak isteseniz bile havaalanında görevliler tarafından arandığınızda bu sizin için büyük bir soruna dönüşebilir. Çünkü ülkede bu tür objelerin ada dışına çıkartılması yasak.

 
Rota Künyesi

Vize: 30 günden kısa süreli konaklamalarda vize almanıza gerek yok. 
Para Birimi: Mauritius Rupisi. 1 Amerikan Doları (USD) karşılığında, 46 Mauritius Rupisi alabilirsiniz.

Saffet Emre Tonguç

Saffet Emre Tonguç, tarihçi, seyahat yazarı ve profesyonel rehber. Boğaziçi Üniversitesi’nin Turizm ve Otel Yöneticiliği, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler ile Osmanlı Sosyal Tarihi yüksek lisans bölümlerinden mezun oldu. Viyana Ekonomi Üniversitesi’nde işletme üzerine doktora çalışması yaptı.